Emniyeti suiistimal suçuna hapis cezası Anayasa'ya uygun

Anayasa Mahkemesi, emniyeti suiistimal suçu için öngörülen hapis cezasının Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verdi.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında, Yüksek Mahkeme'nin, Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, emniyeti suiistimal suçunu düzenleyen yasa hükmünün iptali istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin kararının gerekçesi yayımlandı.

Gerekçede, yerel mahkemenin başvurusunda, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), emniyeti suiistimal suçuna 2 aydan 2 seneye kadar hapis cezası verilmesini öngören ibaresinin, Anayasa'nın, ''Hiçkimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz'' hükmüne aykırı olduğunun savunulduğu anımsatıldı.

Yüksek Mahkeme'nin gerekçesinde, Anayasa'nın 38. maddesinde yer alan söz konusu hükmün, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 4 No'lu Protokolü'nden aynen alıntı yapılarak düzenlendiği belirtildi.

''Yerine getirememe'' sözcüğünün, bir kimsenin sözleşme karşısındaki durumunu anlattığı kaydedilerek, sözleşmeden kaynaklanan bir borcu ödeyebilecek durumda olup da, ödemeyi reddeden kişilerin bu madde hükmünden yararlanamayacakları bildirildi.

Hizmet sebebiyle emniyeti suiistimal suçunun, kasten işlenen bir suç olduğuna dikkat çekilerek, suçun oluşabilmesinin, failde suç işleme kastının bulunmasına, başka bir ifadeyle failin kendisinin veya başkasının yararına, suç konusu eylemleri bilerek veya isteyerek gerçekleştirmesine bağlı olduğu belirtildi.

Dava konusu olan, TCK'da suç olarak düzenlenen eylemlerin, ''yükümlülüğün yerine getirilememesi'' değil, failin, suçun mağduru aleyhine hileli ve kötü niyete dayanan eylemlerle ''yükümlülüğünü yerine getirmemesi'' olduğu kaydedilerek, bu nedenle iptali istenen hükmün Anayasa'ya aykırı olmadığı bildirildi.

Yüksek Mahkeme, bu gerekçeyle yerel mehkemenin itirazını oybirliğiyle reddetti.

Öte yandan Anayasa Mahkekmesi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in başvurusu üzerine, Basın Kanunu'nun para cezalarını düzenleyen hükümlerinin iptal istemini, hükümlerin dava açıldıktan sonra yapılan değişikle yürürlükten kaldırıldığı, bu nedenle de ''karar verilmesine yer olmadığı'' gerekçesiyle reddetti.

milliyet